4 bin sağlık personeli için ek yerleştirme yapılacak

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 04 Temmuz 2007 17:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Can Dündar: Sayın bakan son bir kaç sorum kaldı. Bir tanesi sizin programa katılacağınızı duyurduğumuz andan itibaren çok sayıda mesaj gelmeye başladı. Sözleşmeli personel ve kadro alımı hakkında bir büyük oranda alım yapacağınızı açıklamıştınız, basına da yansımıştı. O ne oldu diyor soruyor izleyicilerimiz? Onun cevabını hemen sizden rica edelim.

Recep Akdağ: 32 bin personel için kadro açtık. Bunların yaklaşık 30 bine yakını kur'a ile yerleri belirlendi. Artık değerli meslektaşlarımızın kaç tanesi işyerlerine başlayacaklar, önümüzdeki 15 gün içerisinde bunu göreceğiz. Boş kalan yerler için de muhtemelen belki bir 2 ila 4 bin kişi arasında öyle tahmin ediyoruz, ek yerleştirme de yapacağız.

Can Dündar: Bir kan kaybı olduğu, özellikle akademik personelde ciddi bir kan kaybı olduğu yolunda haberler geliyor. Sizde en son bilgiler vardır tahmin ediyorum, biraz onun yansıması üniversitenin feryadı aslında. Buna cevap verirken aynı zamanda kadrolaşma iddialarını da cevaplamınızı rica edeceğim. Çünkü kadrolaşma olduğu yolunda da çok ciddi iddialar var. Hiçbir dönemde görmediğim oranda kadrolaşma var dedi sayın Gürsoy biraz önce.

Recep Akdağ: Yani Gürsoy'un taraflı konuştuğunu ben biliyorum. Nasıl bir kadrolaşmaymış bu? Mesela biz üniversitelerdeki tıp fakültelerimizden öğretim üyelerini sağlık bakanlığı'na aldık, buna çok karşı çıktılar. YÖK'ün kendisine doçentlik ünvanı verdiği, YÖK'ün kendisine profesörlük ünvanı verdiği değerli meslektaşlarımızı biz hem de sayıları çok az bunların. Toplamda 170 kişi, daha önce de bir 30 kişi falan istihdam etmiştik. Biz sağlık bakanlığı'nın eğitim hastanelerinde istihdam ettik. Üniversitelerimizde 10 bin tane öğretim üyesi var. Bakın yapılan işin boyutuna bakarsanız, nicelik olarak yapılan işe bakarsanız eğitim hastanelerimizde verilen hizmetin çerçevesi, miktarı üniversitelerde verilenden daha fazla. Tabi üniversite hastanelerimiz de çok kıymetli hizmetler veriyorlar. 9 binin üzerinde öğretim üyesi ile bu yapılıyor. Bizde 2 bin civarında bir öğretim üyesi var, buna 200 kişi eklemişiz. İnsaflı olmaz lazım. Evet biz 100 bin kişi istihdam ettik kamuda ama bakın mesela geldiğimizde diş hekimleri sağlık bakanlığı'nın istediği kişileri istihdam şekilde bir düzenle yürüyordu. Yani diş hekimiyseniz hiçbir ölçüsü yoktu, sağlık bakanı istediği kişiyi işe alıyordu. Bütün diş hekimleri de dahil olmak üzere kamuya aldığımız, sağlık bakanlığımıza aldığımız bütün sağlık personelini genel imtihanlarla alıyoruz veya doktorlarımız, eczacılarımız diş hekimlerimizi de noterler huzurunda, noterler birliğine verdiğimiz kur'alarla istihdam ediyoruz. Yani ben Allah için soruyorum bunun kadrolaşma falan neresindeymiş? Ama elbette her yönetim kendi vizyonuyla yöneticileriyle çalışacaktır. Yarın milletim benden soracak. Yani sayın Gürsoy'dan sormayacak ki sağlık sistemini veya verilen sağlık hizmetini. Yarın milletim benden soracak, ne kadar bana hizmet ettin diye. Dolayısıyla ben elbete kendi hükümetin vizyonuyla örtüşen yöneticilerle çalışmak zorundayım. Bakınız diyelim ki herhangi bir yönetici aile hekimliğine şiddetle karşı bir il müdürü. Böyleleriyle rastlaştık biz. Bizde sağlıkta dönüşüm programımıza koymuşuz, 9. ncu kalkınma planımıza koymuşuz, bu bir devlet politikası haline gelmiş aile hekimliğini uygulayacağız. Şimdi ben buna direnen bir sağlık müdürüyle aile hekimliğini nasıl uygulayacağım? Onun için bu kadrolaşma iddiaları falan tamamen kanaatimce gereksiz iddialardır. Hiç böyle bir derdin içinde olmadık. Zaten böyle yapsaydık sayın Dündar bu kadar başarılı bir dönem geçiremezdik. Bakın sağlıkta dönüşüm programı Türkiye Cumhuriyetimizin tarihine yeni bir mühür vurmuştur. Refik Saydam dönemi, sonra Behçet Uz dönemi, daha sonra sosyalizasyon döneim çok değerli hizmetlerin yapıldığı dönemlerdir. Şükürler olsun ki son 4 yılda Türkiye sağlık hizmetlerinde büyük atılımın gerçekleştiği yılları yaşıyor. Bunu halkımız çok iyi biliyor. Yani sağlık hizmetlerinden memnuniyet bundan 4 yıl önce yüzde 39 iken devlet istatistik'in araştırmalarında, şimdi TÜİK araştırmalarında yüzde 55 çıkıyor. Biz kadrolaşsaydık falan bu başarıları elde edemezdik. Liyakat ve ehliyeti öne almasaydık bu kadar başarılı olamazdık.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber